24 Mayıs 2016 Salı

I'm alive.

    İki haftadır ülkemin gençlerinin yaşama sevincini, geleceğe dair beslediği umutlarını elinden almaya çalışan iç mihrakların oyunu olan finaller dönemiyle cebelleşiyorum. Açıklanmayan sınavları saymazsak şu an için ortada bir büt gözükmüyor. Ki gözükse bile bununla nasıl başaçıkacağımı bilmiyor değilim. BÜTLERDEN GEÇMEYİ SİZDEN ÖĞRENECEK DEĞİLİZ!!!
    Altı kişilik odaya bu maraton yüzünden ilelebet mahkum olduğumdan beri havaların bu kadar mükemmel olması ciğerimi soldurmakta. Sanıyorum Orhan Veli de o meşhur şiirini böyle bi durumdayken yazdı. Bu güzeler havalar beni de mahvetti Orhan.
    Her sınav dönemi nerden başlayacağımı bilemediğimden çalışamamamın suçunu bölümüme atabilirim. Yoksa ben de isterdim şuraya sınavlara nasıl motive olduğumu, nasıl 3.80 ortalama yaptığımı anlatayım da yeni nesil feyizlensin ama yok işte. Dünyaya ders çalışmak için gelmediğim çok bariz. Demek ki benim bu dünyadaki amacım daha başka bir şey! Yoksa BİZ 3.80 ORTALAMA YAPMAYI DA İYİ BİLİRİZ. Ama yapmamamız gerekiyor demek ki! Dünya buna hazır değil, anlatabiliyor muyum? Her şey bu gezegenin korunması için. Heeer şey.
     Hem hayatta her zaman şuna inanmışımdır: Önemli olan çok çalışıp geçmek değildir. Çalışmasan da geçebiliyor musun, asıl olay budur işte. Evet evet, benim dünyadaki rolüm bu olmalı: İmkansızı başarmak. Gece gündüz çalışıp herkes geçer canım. Bu çalışkanlık değil, kolaya kaçmak aslında. 
     Derken, sınıf arkadaşım bu yazıyı okuyunca altı bin iki yüz elli sekizinci kez "SENİN SÜLALEN RAAD HERALDE??" diyecek. Sülalem değilse de ben rahatıma düşkünüm. Bunun için özür mü dilemeliyim yani? Şaka bir yana, buraya gelip yoğun (!) çalışma tempoma bir nefes aldırıp hala hayatta olduğumu ve burdan vazgeçmediğimi ilan etmek istedim. Bu bünyenin bir büte daha takati kalmadı. O nedenle dualarınıza çok acil talibim. Esen kalın, bütsüz kalın..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder